10 Nisan 2015 Cuma

Gül Bahçe Lisesi


İsim, zamir, sıfat ve zarf yine görevdeydiler. Onların cümlede kullanıldıkları dışında bir görevleri daha vardı. Dilbilgisi konusunu anlamayan öğrencilere kendilerini anlatmak onların bir diğer ve asıl görevleriydi. Her biri birer nesne veya insan konumuna girip onlarla iletişim kuruyorlardı. Aslında bu iletişimden çok konuşmaydı. Kavramlar kendilerini tanıtıyorlardı. Kendilerini tanıtırlarken de söz sanatlarından yararlanıyorlardı. Öğrencilerin daha çok aklında kalabilmesi için. Her zamanki sırayla Gül bahçe Lisesinin öğrencileriyle konuşmaya başladılar. 

İsim: “Öncelikle merhaba. Ben isim. En kolayı fakat en kapsamlısı benim aralarında. Canlı cansız bütün varlıkları ifade ederim. Birbirlerinden ayırt edilmesini sağlarım. Kendimi beyaza benzetirim hep. Çokta yakın arkadaşımdır. Onun gibi anlaşılması kolay, basit, açık gözükürüm fakat bütün her şeyin karışımıyımdır. Ben olmadan diğerleri bir hiçtir. Dediklerimi onlara söylemeyin. Sonra alınırlar bana. Bir de çocuklarım vardır benim. Soyut, somut, özel, cins, tekil, çoğul ve topluluk. Onları da bir gün sizinle tanıştırmak isterim.” 

Zamir: “Öncelikle merhaba. Ben zamir. İsmin işi olduğunda onun işlerini ben üstlenirim. Benim de 5 tane çocuğum var. Kişi, işaret, belgisiz, soru ve iyelik. Kişi insanları, işaret varlıkları, belirsiz, belirsiz isimleri, iyelik de sahipliği temsil eder. Soru da varlık adlarının yerini soru yolu ile tutar.”

Sıfat: “Öncelikle merhaba. Ben sıfat. Göbek adım önaddır. Ben de hep isim arkadaşımın önünde dururum ve onun nasıl, kaç tane, kaçıncı olduğunu söylerim. Yani onun karakterini ben belirlerim. Benim iki çocuğum var. Niteleme ve Belirtme. Belirtmeden de torunlarım var. İşaret, sayı, belgisiz ve soru. Uzun zamandır onları göremiyorum. Burnumda tütüyorlar.”

Zarf: “Öncelikle merhaba. Ben zarf. Ben çok yardımsever bir insanım. Ne zaman fiil ve sıfatın işi çıksa yanlarına giderim. Yardım ederim onlara. Fakat isme yardıma gidemem. Çünkü onunla yıldızlarımız pek uyuşmuyor. Hatta ondan nefret ediyorum bile diyebilirim. Bunlar bir yana ben eylemin nasıl yapıldığını, ne zaman, nereye ve niçin yapıldığını belirtirim.”


Bir görev daha sona ermişti. Şimdi başka bir okula. Bu bilgileri asla unutmayın.

Beyza Yükseliş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder