15 Nisan 2015 Çarşamba

ANTOINE LAVOISIER

Antoine-Laurent Lavoisier 26 Ağustos 1743 tarihinde Parisli zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Daha küçük yaşında iken annesini kaybeden Lavoisier, babasının yakın ilgi ve bakımıyla büyür; başlangıçta belki de onun etkisiyle, hukukçu olmaya yönelir. Ancak bu arada uyanan deneysel bilim merakı, çok geçmeden bir tutkuya dönüşür. Yirmi bir yaşına yeni bastığında, Paris'in sokaklarını aydınlatma proje yarışmasında birinciliği alır, Fransız Bilim Akademisi'nce altın madalya ile ödüllendirilir. 

25 yaşına geldiğinde, özellikle kimya alanındaki çalışmaları göz önüne alınarak Akademi'ye üye seçilir. Bu arada hükümetin özel bir komisyonunda görevlendirilen genç bilim adamı, metrik sistemin oluşturulması, Fransa'nın jeolojik haritasının çıkarılması gibi etkinliklerden tarımda verimin yükseltilmesine uzanan pek çok uygulamalı bilim çalışmalarını düzenler. Ayrıca o sırada bir tür abluka altında olan ülkesinin savunma ihtiyacı barutun üretim sorumluluğunu üstlenir. Genç bilim adamı bu kadarla da yetinmez; ilerde yaşamını yitirmesine yol açan bir işe, ülkenin bozuk vergi sistemini düzeltme işine el atar. Ama tüm bu uğraşlarına karşın Lavoisier, kendisini asıl ilgilendiren bilimden kopmamıştır; her fırsatta özel laboratuarına çekilip deneylerini sürdürmekten geri kalmaz.

Kendi öğretilerinin temellerini yazdığı ‘’Temel Kimyaya Giriş” adlı yapıtı, fizikte Isac Newton’un ”Principia’’sına eşdeğer biçimde kimyada devrime yol açmıştır. Lavoisier bu kitapta bir element çizelgesi verir ve kimyanın temel yasalarından biri olan ”Kütlenin Korunumu Yasası”nı formüllendirmiştir.

Yanma ve oksitlenme olaylarının bugün bile geçerli olan açıklamasını yaparak kimyada devrim yaratmıştır.

Lavoisier’in çalışmaları nicel düşünme yönteminin gücünü çok iyi gösterir. Eski çağların yanlış kimyasal kavramlarını, saf fiziksel yöntemlerle araştırarak ilk çözenlerden biri oldu. Yeni bir element veya bileşik aramayıp var olan tepkimeler üzerinde çalışarak yeni ve genel sonuçlar çıkarılıp çıkarılamayacağını saptamıştır. Teraziyi yaygın bir biçimde kullanmıştır. Ünlü bilim adamı Laplace ile birlikte bir buzlu kalorimetre geliştirerek (1783) çeşitli maddelerin özgül ısılarını ve yanma ısılarını ölçmüştür.

Yaşamında iki devrim görmüştür. Devrimlerden biri, yüzyıllar boyunca "simya" adı altında sürdürülen çalışmaların, bugünkü anlamda, kimya bilimine dönüşmesidir. Lavoisier bu devrimin kahramanıdır. İkinci devrim, "1789 Fransız ihtilali" diye bilinir. Lavoisier bu devrimin getirdiği terörün kurbanıdır.

Çok varlıklı bir kişi olmasına rağmen viski ve tütünden alınan vergilerde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 8 Mayıs 1794′de Paris’te giyotinle idam edilmiştir. Yargıç Fouquier-Tinville, kralcı yönetimin bir sömürü simgesi durumuna gelmiş bu kurumun başındakilere kısa bir duruşmadan sonra idam cezası veriyordu. Mahkeme salonundakiler Lavoisier’in idamına karşı çıkınca tarihe geçecek şu sözleri söylemiştir: ‘’Cumhuriyetin bilginlere gereksinimi yoktur!’’ İnfazın ardından, yine ünlü bir bilgin olan Joseph Lagrange’ın sözleri onun bilime olan katkısını özetliyordu: ”Kafasının kesilmesi bir saniye sürdü. Oysa onun gibi bir kafanın daha yetişmesi için yüzyıldan fazla zaman gerekir!” Lavoisier’in cesedi ve kesik kafası, toplu bir mezara atılmıştır.

Özge Aynalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder