22 Ekim 2015 Perşembe

ŞAH

İnsan beyni o kadar garip ve esrarengiz ki, gerek bilim gerek sanat dünyasının favori konularından biri olmayı her zaman başardı. Hala beynimiz hakkında bilinmeyen onca şey var ve bu onca şey keşfetmekle bitmiyor. 
  • Stefan Zweig, 
  • Satranç adlı eserinde 
  • ilk bakışta bir satranç dehasının satrançta 
  • bu denli ustalaşmasının hikayesini anlatıyor gibi görünüyor 
  • fakat hikayenin arka planı 
  • tamamen insan beyniyle ilgili. 
Sizi günden güne içten zehirleyen bir hiçliğe karşı koymak için nelerden vazgeçebilirsiniz? Akıl sağlığınızdan vazgeçebilir, dahası sizi gelecekteki yaşamınızda sınırlayacak bir maniye razı olur musunuz? Bu gibi risk dolu bir durum karşısında nelerinizden vazgeçerdiniz? Şahınızı kurtarmak için diğer önemli taşları gözden çıkarır mıydınız? 
  • İradeyi unut. 
  • Gücü unut. 
  • Sen insansın. 
  • Doğuştan zayıf yaratıldın sen. 
  • Yaşadığı en ufak ayrıntıyı bile 
  • bilinçaltının derinliklerinde kraliyet elması gibi saklayan beynin, 
  • kendini kurtaracak en ufak bir çözüm yoluna bile 
  • bütün gücüyle sarılıyor. 
  • Böylesi güçlü bir umuda bağımlı olmadan durabilir misin? 
  • Bağımlılığını fark etmekten bile aciz olan sen, 
  • kendini bu bağımlılıktan kurtarabilir misin? 
  • Seneler sonra, güvenliğini garantiledikten sonra bile, 
  • sence sokakta gördüğü bir yüzü unutmamakta direnen beynin,
  • unutabilir mi bağımlılığını? 
Düşünebiliyor olabilirsin, tüm varlıkların en şereflisi de olabilirsin. Fakat unutma, sana düşünmen için bahşedilmiş olan, seni bütün varlıklardan üstün kılan beynin, seni sonun eşiğine getiren geçmişini geride bırakmamakta her zaman direnecek. Ve sen, varlıklar arasında en üstün olarak yaratılan sen, ne yazık ki bu lanetle yaşamak zorundasın. Şahını korumaya çalışırken kaybettiğin taşlarını; atlarını, piyonlarını, fillerini acı verici bir keskinlikle hatırlamaya mahkûmsun.
Şimdi, beyler bir parti daha isterler mi?
Nazlıcan Özkut

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder