23 Aralık 2015 Çarşamba

Yalnız Ev

Yorucu bir yolun ardından sonunda çocukluğumun, gençliğimin geçtiği eve gelmiştim. 
Geldiğimde tamamen hayal kırklığına uğradım. 
Yaşadığım anılarım damla damla süzüldü yanaklarımdan. 
Büyümek ne kadar kötü bir şeymiş dedim. 
Dört katlı evimizin önünden akan su, pembe kapı, mis gibi kokan portakal ağaçları, yanındaki çeşme, çeşmenin yanında kocaman bir garaj. 
Garajın yanında harap olmuş sadece içerideki musluğun sapasağlam kaldığı toprak ev. 
Evin arkasında dedemin tahtadan yaptığı kapı hemen arkasında duran yine topraktan yapılmış üstü kapalı alet edevatların olduğu yer ve iki tane çit. 
Çitlerin hemen arkasında kocaman bir arazi. 
Az mangal yapmamıştık orada, az sakatlanmamıştık, az top oynamamıştık. 
Ben böyle bilirdim buraları. 
Neşeli, cıvıl cıvıl, dostluk kokan. 
Ne olmuş buraya böyle? 
Sevgisiz kalmış buralar, dostsuz ve yalnız kalmış buralar...

Beyza Yükseliş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder